| İSTANBUL Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), Mali İzleme Raporu yayınlıyor. Bu raporu İktisat Fakültesi’ndeki genç bilim adamlarına yaptırıyor. Akademisyenler gerçekler neyse onu araştırıyor... Akademisyenin görevi gerçeği en doğru şekilde araştırmaktır.
İSMMMO’nun mali izleme raporu seçimden önce yayınlandı... Basında yer aldı. Özetle şu sonuçlar ortaya çıktı:
1) 2007 yılının ilk beş ayında bütçe açığı çok hızlı arttı. Bu artışın iki ayağı var.
Bir... AKP Hükümeti seçim ekonomisi uyguladı... Hane halkına yapılan yardımlar arttı... Tarımsal destekler birkaç kat arttı.
Yeşil kart uygulamasına yapılan harcamalar arttı. Bütün bu harcama artışları, AKP’nin devlet bütçesinden siyaset yaptığını gösteriyor.
İşin ilginç yanı, IMF bu yanlışlara hiç ses çıkarmadı. Böylece IMF’nin ABD güdümünde AKP’yi desteklediği ortaya çıktı. Bu
durum IMF’nin uluslararası tarafsız bir fon olmasına gölge düşürdü.
İki... Kurumlar Vergisi’nde indirim, Kurumlar Vergisi gelirlerini, KDV’de yapılan indirim ise KDV gelirlerini azalttı. Vergi gelirleri azalınca, bütçe açığı arttı.
2) Araştırmada ikinci sonuç, özel sektör dış borçlarının risk yaratacak kadar artmış olmasıdır. Ayrıca bu borçlar için dışarıya yüksek oranda faiz çıkışı olacaktır.
Devlet malından siyaset
ASLINDA bu sonuçları ve seçim ekonomisini, devlet malının, devlet bütçesinin seçim için kullanıldığını bilmeyen yoktur. Ne var ki, siyasi geçmişte herkes aynı yolu seçtiği için, millet bu işin başka yolu yokmuş gibi algılıyor.
Bütçenin ve devlet malının, siyasi iktidar tarafından seçim rüşveti olarak kullanılması, muhalafet partilerine karşı haksız rekabet yaratmıştır. Haksız rekabet demokrasinin yıpranmasına neden olmaktadır. Siyasi ortamı germektedir. Bu uygulamanın bugün hesabının sorulmasını halk engelledi. Söz konusu engel de demokrasiyi hırpaladı. Daha doğrusu, demokrasinin bir zaafı olarak ortaya çıktı.
AKP bu kadarla da kalmadı... İSMMMO’yu baskı altına aldı... Denetim başlattı.
Muhalefet ne demektir?
MUHALEFET, bir tutuma, bir görüşe bir davranışa karşı olan durumdur. Bu anlamda siyasette, iktidar ve muhalefet partileri var... Muhalefet eden basın var... Ayrıca da parti içi muhalefet var...
Demokrasilerde muhalefet de bir haktır... Aleni ve şeffaf muhalafet aynı zamanda yapıcı özelliğe sahiptir.
Parti içi muhalefet ise, parti üyeleri ve partinin kademeleri içinde, uygulamanın daha doğru olması ve daha etkili politika oluşturmak için yapılır. Parti üyesi olmayanların, partiyi değerlendirmeleri, parti içi muhalefet değildir.
Örneğin, öncek gün CHP’yi eleştiren bir gurubun parti muhalifi olarak çıkmaları etik açıdan da, siyasi terminoloji açısından da doğru değildir. Aynı gurubun AKP’ye muhalefet etmesiyle, CHP’ye muhalefet etmesi aynı şeydir.
Fırsatçılar
KENDİLERİNİ muhalif olarak ifade edenler, aslında fırsatları değerlendirmek isteyenlerdir. Bu gibileri karambol yaratarak bir siyasi partiyi ele geçirmeye çalışanlardır. Bu tür muhalif gurup tanımları, insanların kafasında birçok sorunun da ortaya çıkmasına yol açmıştır... Örneğin bunların iktidar partisiyle gizli anlaşması mı var? Örneğin bunların dış bağlantıları mı var?
Bu sorular halkın aklına geliyor... Çünkü muhalif olarak da bir partiye hizmet edilebilir. Ancak önce partiye üye olup, sonra seçim yoluyla partide bir göreve gelmek gerekir. |
