8 Ağu 2007

Dunden bugune ne degisti?

bAŞKENT aRENASI

Dünden bugüne ne değişti?

08.08.2007

METİN ÖZKAN






TÜRKİYE’NİN, 22 Temmuz seçimleri öncesinde konuştuğu en önemli husus, kuşkusuz yapılması muhtemel sınır ötesi bir harekattı. Hatta uzun süre tezkerenin Meclis’ten çıkıp çıkmayacağı, küskünlerin oy verip vermeyeceği konuşuldu.
Başbakan Erdoğan ‘Asker isterse çıkarırız’ derken, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başbakan Danışmanı Egemen Bağış, “Türkiye sınır ötesi operasyon için kimseden izin almaz” dedi .
Yaşanan bunca tartışmanın üzerinden çok uzun bir zaman geçmedi; fakat şimdilerde ne siyasilerle ne de halk arasında katıldığım sohbetlerde kimsenin sınır ötesi operasyondan söz ettiğini duymadım.
Acaba biz farkında olmadan bölgede şartlar mı değişti?
Terör örgütü PKK, Irak’ın kuzeyini mekan tutmaktan vazgeçti de haberimiz mi olmadı?
Peşmergeler, Kerkük ve çevresinde Türkmenleri sindirmek yerine, teröristlerle mücadeleye başladılar da biz mi duymadık?
Yoksa, ‘Sakın sınır ötesi operasyona kalkışmayın’ diyen ABD, Tel Afer’de ‘terörist’ diye işkence ettiği Türkmenler ile uğraşmayı bırakıp, PKK’ya karşı operasyona mı başladı?
Sorular, sorular, sorular!
Daha da önemlisi, yakalanan AB patentli telsizler ile teröristlerin üstünden çıkan ABD patentli silahlar terör örgütüyle mücadele için mi oralara gidiyordu?
Yoksa bu tablo önceleri de böyleydi de, biz mi yanlış bakıyorduk?
Ne oldu?
Kerkük’te referandum yapmaktan vaz mı geçildi?
Nasıl bir karar alındı?
Kentin statüsü, demografik yapının eski haline dönüşmesinden ve tüm etnik grupların ortak kararının ardından mı netleştirilecek?
Bakıyorum da, artık ne ABD’ye rest çekmeye hazırlanan var ne de sınır ötesi operasyondan bahseden...
Halbuki değişen hiçbir şey yok. Kürt gruplar Kerkük’te bağımsız bir devlet kurmak için son adımlarını atma noktasındalar. Terör örgütü PKK militanları, yaptıkları kanlı eylemler sonrasında elini kolunu sallayarak sınırı kullanmaya devam ediyor. Son bir ay içinde aslan gibi 10 Mehmetçiğimizi şehit verdik.
Peki kim bunlardan bahsediyor?
Görünen o ki değişen şartlar değil, değiştirilen ülke gündemi.
Yani Türkiye yine kendi kısır iç çekişmelerine döndü.
Peki ya ülke içinde durum nasıl?
Türkiye kendi içine döndü. Önce sandık başı yorumları, şimdi Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı tartışmaları, kurulacak kabine ve tabii en sempatik tavırları ile MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin elini sıkan DTP’liler...
İki haftadır bu konuları konuşuyoruz.
Sizce PKK terör örgütünün siyasal uzantısı olarak tanımlanan DTP’liler değişti mi?
Şimdi bu görüntülere bakıp da, “Artık kriz çıkarmazlar, ülke şartlarını kabul ediyorlar” dememiz mümkün mü? Elbette hayır!...
Bu tablodan en kazançlı çıkan kim?

UK2 Servers

Ben hala DTP’lilerin, ne PKK’ya ‘terör örgütü’ dediklerini duydum ne de teröristbaşı Öcalan’a ‘Sayın’ demekten vazgeçtiklerini. Aksine birkaç gün önce DTP’lilerin İmralı mahkumundan avukatları aracılığı ile azar yediklerini öğrendik.
Kendimizi kandırmayalım; bu noktada değişen onlar değil, sadece bizim bakış açımızdır.
Kısacası Irak’ın kuzeyinde de, DTP’lilerde de, terör örgütünün eylemlerinde de değişen bir şey yok.
En kazançlısı mı bilmiyorum ama ABD’nin bu süreçten çok memnun kaldığını söyleyebiliriz.
Düşünün... Bir ucu Türkiye’ye uzanan bir plan yapıyorsunuz: “Büyük Ortadoğu Projesi” ...
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’su, başka bir ülke gibi gösterilmiş haritalar çıkıyor. Yani Irak’ın kuzeyindeki Kürt gruplar devletini kurmuş gibi tasvir ediliyor. Oysa Türkiye’nin yapacağı bir sınır ötesi operasyon, onların devlet olarak görmek istedikleri Kürt grupları iyice sindirebilir.
BOP’un gidişatı için hayati sayılacak gelişmelere bakın.
1. Sınır ötesi harekat yapılmıyor.
2. Kürt gruplar istedikleri gibi hareket ediyor.
3. Terör örgütü gidişattan memnun.
4. Barzani ve Talabani’nin beklediği gibi AKP seçimlerden tek başına iktidar çıkıyor.
5. Terör örgütü destekçisi DTP’liler Meclis’te temsil hakkı buluyor.
Kısacası harcanan paralar ve yapılan propaganda sayesinde beklentiler gerçekleşiyor. Hedef seçilen ülkemizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri, sanki seçim yarışına girmiş ve seçimi kaybetmiş gibi anti propagandaya tutuluyor. Medya organları, sanki aynı merkezden çıkan haberlerle kamuoyunu bu konuda yönlendiriyor.
Şimdilerde öyle bir hava estiriliyor ki, sanki halkın ekonomik sıkıntıları bitmiş, dertler ortadan kalkmış ve Türkiye yıllardır uğraş verdiği tüm sorunları çözmüş gibi.
Yorum sizin!
(Tercuman)