ARAŞTIRMACI Yazar Tuncay Mollaveisoğlu’nun “Beraber yürüdük biz bu yollarda” adlı kitabından bir bölümü, özetleyerek parça parça okuyalım...
ŞEYTANIN en büyük icraatlarından biri “Gerçekleri yalanlarla harmanlamaktır” derler. Batı’nın oportünizm olarak tanımladığı bu şeytani davranışa doğuda takiyye yapmak deniyor... Adına “Ilımlı İslam” denilen ABD güdümündeki İslami devlet modeli Türkiye’ye ısrarla giydirilmeye çalışılıyor. AKP’nin aktörleri bu senaryoda özenle seçilip iktidara taşındılar. Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın geçmişindeki Hikmetyar, Hassaneyn, Yasin El Kadı gibi küresel teröre destek vermekle suçlanan kişilerle ilişkileri ve siyasal İslamcı açıklamaları küresel güç odaklarının Türkiye’ye biçtiği görevin de bir özeti aslında.
KÜRESEL güç odakları ve güdümlü İslamcılar, önlerindeki en büyük engel ulus devletleri parçalamak için birlikte hareket ediyorlar. Türkiye’de olduğu gibi ortak çıkarlar bu iki yayılmacı gücü bir araya getiriyor. Bu nedenle yeni liberallerle, mandacı solcularla güdümlü İslamcıların ortak söz ve eylemlerine şaşırmamak gerekiyor...
TÜRKİYE’YE “güdümlü” demokrasi ihracının anlatıldığı, Mustafa Yıldırım’ın “Project Democrasy, Sivil Örümceğin Ağında” isimli kitabı ciddi bir referanstır. Bu kitapta, Türkiye’ye güdümlü demokrasi ihracında, NED (National Endowment for Democracy), Soros ve Türkiye’nin Amerikalı Dostları Vakfı, ARI Hareketi, TESEV gibi yerli ve yabancı bir çok sivil toplum kuruluşlarının rolü ve ilişkileri anlatılır.
BU ilişkilerinin bir benzeri; Orta Doğu ve müslüman nüfusun yaygın olduğu ülkelere Suudi Arabistan ve Rabıta (Dünya Müslümanlar Ligi) üzerinden, tarikatlar, cemaatlar ile bunların kurdukları vakıflar, dernekler, diğer bir ifade ile “İslami özelliklerini ön plana çıkaran” sivil toplum kuruluşları ve siyasal (yeşil) sermaye vasıtasıyla “Ilımlı İslam” ihraç edilmesi sürecinde de yaşanıyor.
ANAMALCI sistem İslamı, İslam da anamalcı sistemi keşfederek, birlikte “sinerji” yaratma çabası içine girmişti! Rockefeller Vakfı, Ford Vakfı, Soros’un Açık Toplum Enstitüsü ve ABD, güdümlü “demokrasi” ihraç edecek, İslami Rabıta Vakfı (MWL) ve Suudi Arabistan da güdümlü “İslam” ihraç edecekti. Finans kapital ve küresel sermaye de ulus devletlere doğrudan ya da dolaylı olarak sermaye (sıcak para) taşıyacaktı! Finans kapital yani sıcak para; Soros’un açık toplum hükümetleri dediği hükümetlere finans desteği sunmaktadır.
SOROS; Amerikan Üstünlüğü Hayali isimli kitabında; AKP için ilginç bir yorum yapıyor: “Türkiye’de hükümet ılımlı İslamcı AKP’nin elinde. AKP, gerçekten kendini Türkiye’yi Avrupa Birliği üyeliği için açık toplum haline getirmeye adamıştır. Bu desteklenmeye değer olağanüstü bir durumdur.” Bugün, Türkiye’de kendi kendini siyasal yani ılımlı islamcı olarak nitelendiren, Türkiye ekonomisini dünyaya açtığını, küreselleştiğimizi iddia eden, BOP koordinatörlüğü yaptığını açıklayan AKP Hükümeti tarafından izlenmekte olan sıcak paraya dayalı finansman politikası sonucunda, resmi istatistiklere göre, Türkiye’deki sıcak para miktarı 70 milyar doların üzerindedir.
“YASİN El Kadı siyasal İslam’ın sınırlar arasında hareket eden Soros’uydu. El Kadı da din eksenli vakıflar, dernekler, sivil toplum örgütleri kurarak ve destek vererek yeşil kuşatmanın finansörlüğünü yaptı. ABD ve Suudi Arabistan’ın yoluna Türkiye’den katılacak, aynı şarkıyı söyleyecek hükümetlere ihtiyaç vardı.”
TUNCAY Mollaveisoğlu’nun kitabından bu birkaç satırı okuduktan sonra, gazetelere yeniden göz atın... Dalkavuk manşetlerin, köşe yazılarının hangi akla hizmet ettiklerini daha net görebilirsiniz... Tabii, malum cemaatin dışında iseniz... (Tercüman) |