15 Kas 2007

Tanri findigi verir ama kirmaz!

Rahmi TURAN rturan@hurriyet.com.tr

Tanrı fındığı verir ama kırmaz!

KİMSE kendini aldatmasın...Fakir ve eğitimsiz toplumlarda demokrasi gelişmez.

Biz, ulus olarak kendimize yetmiyoruz. Az üretiyor, borçla yaşıyor, yabancılara çalışıyoruz.

"Yüzde 46.7 oy aldık" diye övünen yönetim, bugün, elde avuçta ne varsa satarak günü kurtarıyor. Yabancı devletlere karşı boynu eğik!

Bütün doğal kaynaklar, denizler, ırmaklar, göller, fabrikalar, şirketler satılıyor, gelen para, sanki havadan gelmiş gibi mirasyedi zihniyetiyle harcanıyor.

Bugünü kurtardık diyelim, peki yarın ne olacak?

Babadan, dededen kalan mallar bittikten sonra, kendi ülkemizde yabancılara ırgat olarak çalışacağız. Gidiş o gidiş!

* * *

İngiliz gazeteci Beatrice Vanni, yaz tatilini Türkiye'de geçirmiş... Ülkesine döndükten sonra yazdıkları hayli ilginç... Diyor ki:

"İngilizlerin istilası sonucu Kalkan'da aşçı, hizmetli, emlakçı dışında hiçbir Türk kalmadı. Türkler, tepelerin gerisine çekilerek güzel sahilleri İngiliz ve Almanlara terk etti. Kalkan artık Türklerin değil sanki..."

Bir İngiliz gazeteci bile, yabancıların Türkiye'yi istilasını üzülerek, hüzünlü bir dille anlatıyor. Gerçekten acı verici bir durum bu... Yalnız Kalkan değil, bugün birçok bölgemiz bu durumda...

Ben, yabancılara emlak satılmasına karşı değilim. Üstelik destekleyen yazılar da yazdım... Elbette ki, karşılıklı olmak şartıyla, belli kurallar dahilinde satış yapılabilir. Ancak; bu satışların mutlaka ölçülü olması, gayrimenkullerin semt pazarında elma-armut satılır gibi satılmaması gerekir. Özellikle arazi satışlarındaki ölçüsüzlük, ileride başımıza ciddi sorunlar çıkaracağa benziyor. Şu atasözünü unutmamak gerekir:

"Bugün yenilen hurmalar, yarın çıkarken, bir yerleri tırmalar!"

* * *

Fransız Profesör Maurice Duverger, Türkçe'ye de çevrilen ünlü "Sosyal Bilimlere Giriş" kitabında şöyle yazmıştır:

"Halkının dörtte üçü, hatta daha çoğu okumasız yazmasız, bilgisiz ve halkının büyük kısmının yarı aç, yarı tok yaşadığı ülkelerde klasik demokrasi işleyemez. Kamu özgürlükleri bu koşullarda uygulanamaz, seçimler anlamını yitirir!"

Fransız Profesör'ün uzun yıllar önce yazdığı bu kitapta, sanki Türkiye'nin bugünkü hali anlatılıyor gibi... Yoksul ve eğitimsiz ülkelerde demokrasi işleyemez! Adına demokrasi dense de, bu gerçek demokrasi değildir!

* * *

Dünyadaki 55 İslam ülkesi içinde, demokrasiyi kör-topal yürütmeye çalışan tek ülkeyiz.

Bugün kötü uygulansa da, yakaladığımız demokrasi ipini bırakmamalıyız. Çünkü bizi kuyudan o çıkaracaktır.

Kurtuluşumuz, halk tarafından gerçekleştirilecek gerçek bir demokrasiyle olacak ama o düzeye gelmemiz herhalde daha uzun yıllar alacak ve biz bu fırtınalı ortamda sallanıp duracağız.

Tanrı fındığı verir ama kırmaz! Doğa bize tüm güzellikleri ve zenginlikleri vermiş... Bu topraklar bize ecdadımızdan miras kaldı ama korumasını, kullanmasını beceremiyoruz.

Peki, ne olacak böyle?

"Dün" öldü, "bugün" can veriyor, "yarın" ise henüz doğmadı. Biz geriye değil, yarınlara bakalım artık...