10 Ara 2007

Amerikan Kpekleri

Yazarlar / Serdar Akinan

Amerikan Köpekleri



Nihat Genç’in en sevdiğim kitabıdır... Bu memlekette yoldan geçeni çevirsen Amerikan hükümetine karşı hissiyatı bellidir.

O kitapta da bu hissiyat ince ince çok güzel anlatılır.

Irak’ta bir milyon kişiyi öldüren ve Irak’ı paramparça eden...

Afganistan’da Pakistan istihbaratı ile Taliban’ı destekleyen, El Kaide’yi kurduran sonra bu ülkeyi de işgal eden; son birkaç yılda yüz binlerce Müslümanı öldüren eli kanlı bir ülkedir Amerika.

Amerika’nın Türkiye’yi bölmek isteyip istemediğini; bu vatan için açık bir tehdit olup olmadığını sorun yoldan geçen herhangi birine alacağınız yanıt bellidir.



Amerika açık bir düşmandır.

Bırakın siz iktidarın (sadece AK Parti’yi kastetmiyorum elbette!) ‘’stratejik müttefik’’ laflarına...

Biri darbe yapmak için icazet alır. Diğeri ekonomiyi yönetmek için...

1950’den beri bu böyledir.

Milletimiz artık Amerika’nın ne olduğunu anlamıştır.

Ancak milletimizin vekilleri, elbette, bunu görmezden, anlamazdan gelmektedirler.

Amerikan Büyükelçisi Ross Wilson üzerinden fırtına kopartılıyor.

Efendim Büyükelçiliğe nasıl milletvekillerini davet edermiş?

Eder. Adamın işi bu...

Giden şahsiyetsizlere bakın siz...

İkram edilen çorbaya kaşık sallayan bu adamlar ne iş yapar?

Kimdirler? Neye ve kime hizmet ederler?

Meclisimizin kulislerinde Türkçe’yi anadili gibi konuşan onlarca İngiliz ve Amerikan diplomat milletvekillerimizle saatlerce sohbet etmektedir.

İngiliz ve Amerikan diplomatları... Ve son haftalarda bu trafik artmıştır.

Ev ziyaretlerine giden gazeteciler, emekli diplomatlar, eski vekiller, yeni vekiller...

Konuşulan mesele ne?

Yanılmadınız...

Güneydoğu... Azınlıklar... Ermeni meselesi... AB...

Amerika Amerikalığını, İngiliz İngilizliğini yapacak...

Hem de tam şimdi...

Oylarınızla o Meclis’e taşıdığınız siyasiler de bunların ayaklarına gidip ikram ettikleri çorbalara kaşık sallayacaklar...

Bu adamlara, hâlâ bölüşecek bir tas çorbamız olduğunu anlatmamız gerek...

Gelin bir tas çorbaya beraber kaşık sallayalım ve mesele neyse konuşup halledelim.

Siz ne yapıyorsunuz?

Utanmadan Irak’ta Müslüman kardeşlerinizin; din kardeşlerinizin boğazını onar onar kesip Dicle’ye atan bu adamların ayağına gidip sundukları bir tas çorbaya kaşık sallayıp ‘’mesele’’ konuşuyorsunuz...

Halkımıza da bir çift lafım var...

‘’Amerika bizi bölmek istiyor...!’’ Bir slogan gibi bu lafı duyuyorum her gittiğim yerde.

Kimse sizi bölemez...

Karşınıza değil yanınıza bakın...

Bölen karşınızda değil, yanınızda... (Aksam)