![]() Milli Eğitim Bakanı’na açık mektup 31.07.2007 KUBİLAY ÇELİK |
Bir ülkede en büyük zaaf otorite boşluğudur. Bakanlar her ne kadar; “Yeni hükümet kuruluncaya kadar görevimizin başındayız” deseler de, mutlaka “otorite boşluğu”nu fırsat bilenler çıkıyor. Fransa’da neler oluyor? Çok değil; bundan birkaç ay öncesine kadar Fransa’nın en güçlü adamı olan Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Başbakan Dominique de Villepin, şimdilerde ülkelerinde adeta “tu-kaka...” Villepin; Fransa’da “Clearstream” diye anılan bir skandal kapsamında sorgulanıyor. Dahası; mahkeme kendisine, -davanın sağlıklı yürümesi açısından- eski cumhurbaşkanı Chirac ile görüşme yasağı getirdi. Mahkeme kaynakları, dava dosyasında; “eski cumhurbaşkanı Chirac ve başbakan Villepin’in, Sarkozy’yi alaşağı edebilmek için sahte bir belge yaratarak, dönemin İçişleri Bakanı Sarkozy’nin rüşvet aldığını göstermek istediğini” kanıtlayan belgeler olduğu söyledi. * Villepin, hakkındaki 26 dosya uzunluğundaki suçlamaları okumadan sorulara yanıt vermeyeceğini belirtti. Fakat, Fransa’nın önümüzdeki aylarda eski başbakanı hapse bile sokabilecek bir soruşturmaya gebe olduğu da söyleniyor. Dava eski Cumhurbaşkanı Chirac’ı da yakından ilgilendiriyor. Savcılara ifade veren Chirac’ın mahkemeye çıkabileceği belirtiliyor. Ancak; Chirac suçun işlendiği dönemde Cumhurbaşkanı olduğunu belirterek, dokunulmazlığa sığınıyor. * Söylenen o ki; Chirac ile Sarkozy’nin arası hiçbir zaman iyi olmadı. Çünkü Sarkozy; Chirac’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında, onun rakibini desteklemişti. Kendisini siyaset sahnesinden silmek isteyen Chirac’a inat, Sarkozy bir de onun kızıyla ilişkiye girmişti. Chirac bunu hiç affetmedi ve Villepin’i de kullanarak, Sarkozy’yi yok etmek için sahte belgeler düzenletti. İşte size; iktidar hırsının nelere muktedir olduğunu gösteren en canlı örnek... Uday’ın kulakları çınlasın Hafta sonu yapılan futbol maçında Irak Milli Takımı’nın “Asya Kupası”nı kazanması, beni yakın geçmişe götürdü. Ve ülkenin o zamanki lideri Saddam’ın oğlu Uday’ın sadistliklerini hatırladık. Saddam Hüseyin Irak’ın başındayken, en çok küçük oğlu Uday’dan çekti. Evinde aslan besleyen, canı sıkılınca kızdığı kişileri bu vahşi hayvanlara yem ettiği söylenirdi. Gözüne kestirdiği kadınlara; evli ya da bekâr olduğuna bakmadan, zorla sahip olurdu. Sadist ve sapık zihniyetin en büyük temsilcisi olan Uday’ın merakları arasında futbol da vardı. Irak futbolunun patronluğunu yapan Uday; mağlubiyet halinde futbolculara olmadık işkenceler yapar ve yaptırırdı. Saçlarını kazıtmaktan tutun da, çivili fıçıların arasında sıkıştırmak, betondan yapılmış futbol topuyla oynatmak, Uday’ın işkence metodları arasındaydı. O yüzden en iyi futbolcular Irak’tan kaçıp, komşu ülkelerde futbol oynardı. * Irak, ABD ile savaştı, Saddam devrildi, ülkede iç savaş devam ediyor. Her gün onlarca kişinin öldüğü Irak; “Futbol Fiestası” yüzünden, bombalara bir gün ara verdi. Normal günlerde birbirine kurşun sıkanlar, şampiyonluğun yüzü hürmetine, sarmaş dolaş oldu. Iraklı askerler, polisler ve direnişçiler bir elinde silah, diğerinde bayrak ülkede tur attı. Find Email Addresses * Iraklı futbolculara; hükümet tarafından 10’ar bin dolar şampiyonluk primi verilecek. Ancak futbolcuların bu paraları nasıl alacakları meçhul. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi, çoğu ülkede yaşamıyor. Irak’ta devam eden iç savaş ve öldürülme korkusu yüzünden de ne zaman dönecekleri meçhul... Eminim ki; Iraklı futbolcular şampiyon oldukları zaman, geçmişte sadist Uday’ın yaptıklarını bir kez daha hatırlamışlardır. |