2 Ağu 2007

Yanlislari ve dogrulari ile Agar



Yanlışları ve doğruları ile Ağar

02.08.2007

HASAN ÜNAL



HEZİMETE uğrayan Ağar, en büyük yanlışının cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Meclis’e girmemek olduğunu söyledi. AKP yanlısı bütün basın-yayın organlarında memnuniyetle karşılanan bu açıklama Ağar’ın gerçeklerden hâlâ uzak yaşadığını gösteriyor.
Fitne fesat medyası ile Türkçe lisanında yayın yapan basının bu konuyu seçim kampanyasında Ağar’a karşı kullanmış oldukları bir gerçek. Ancak liderler, cumhurbaşkanı seçimi sırasında Meclis’e girmeyi ya da girmemeyi toplumda tartışma konusu haline getirmeyenlerdir.
Ağar, 2002 sonlarından itibaren kendini kabul ettirmiş olsaydı, AKP’yi parçalayıp, en geç 2006 Mayıs-Haziran dalgalanmaları sırasında AKP aleyhine şartlarda ülkeyi erken seçime götürmüş olurdu.
Genel başkan olduğu zaman...
AĞAR, DYP’nin başına geldiğinde, Emniyetçi kökenden gelmesi bir handikaptı. Halk devletin soğuk yüzünü temsil eden polis kökenli insanlara karşı mesafeli dururdu. Üstelik Ağar’ın geçmişinde ne olduğu tam olarak ortaya çıkarılamamış bir de Susurluk bulunuyordu.
Ancak AKP’nin gayri milli politikalara yönelmesi üzerine Ağar’ın artıları bir anda öne geçebilirdi. Emniyetçi kökeni, vaktiyle teröre karşı mücadelede öne çıkanlardan olması Ağar’ın handikaplarını unutturabilirdi. Üstelik yıllarca Ağar’a sanki isnat kabilinden ‘milliyetçi’ denilmişti. Gerçi Ağar çoğu zaman ‘milliyetçi’ olduğunu söylemekten imtina etmiş olsa bile, teröre karşı kararlı bir mücadele vermiş birisi mutlaka milliyetçi gelenekten olurdu. En azından halktaki algılama bu yöndeydi. Bütün bu özellikleriyle Ağar, handikaplarını kolaylıkla avantaja çevirebilirdi.
Hayal kırıklığı
PEK çok vatansever Ağar’ın başarılı olmasını canı gönülden arzu etmekteydi. Ağar’ın başarısı merkezin yeniden inşa edilmesi demekti. Siyasette merkez inşa edilmeden işler rayına girmeyecek diye düşünen herkes DYP’nin ve Ağar’ın başarısını istiyordu.
Ancak iki senelik zaman dilimi Ağar’ın başarılı olmayacağını gösterdi. DYP’nin barajı geçip geçmeyeceği hâlâ kuşkulu görünüyordu. Kısacası Ağar tutmamıştı. İşte o noktada Ağar’ın ciddi bir değerlendirme yaparak, merkezi yeniden ve nasıl inşa etmesi gerektiğine karar vermesi lazımdı.
Aynı dönemde AKP’ye bağlanan umutlarda da kırılmalar başgöstermişti. AKP’nin politikaları halktan tasvip görmüyor; ancak ‘yarın seçim olsa hangi partiye verirsin’ anketlerinde AKP açık ara önde çıkıyordu. Bu, muhalefetsizlik demekti. Ağar’ın muhalefeti halkı tatmin etmiyordu.
Halk AKP’ye karşı çıkarken...
AKP’NİN IMF politikalarının istenilen sonuçları vermeyeceğine dair halkta keskin kanaatler oluşmaya başlamıştı. Tarım çökmüş; sanayi kan kaybetmeye başlamış ve işsizlik artmıştı. Sadece mali sektörün ve ithalatçının memnun göründüğü bu dönemde halkın tepkileri ortaya çıkmış; ancak, ‘hangi partiye oy verirsiniz’ anketlerinde AKP, birinciliğini muhafaza etmeyi başarmıştı.
Aynı durum dış politikanın iki temel ayağında da görülüyordu. Halk AKP’nin AB politikalarından memnun olmadığını gösteriyor ve Amerika ile Ortadoğu’da yürütülen patron-taşeron ilişkilerine tepkisini anketlere yansıtıyordu. Yaygın medya Amerika’yı parlatmak için her türlü yalan dolana başvururken, anketlerde Amerikan karşıtlığı yüzde doksanların üzerine çıkıyordu. Başbakan Erdoğan’ın başlattığı ve AKP polit bürosunun ısrarla sürdürdüğü kimlik tartışmaları da halktan tasvip görmüyordu. Buna rağmen anketlerde AKP hep birinciydi.
Ağar alternatif olamadı
BÜTÜN bunları iyi analiz ederek, yeni ve başarılı bir muhalefeti örgütlemesi gereken Ağar, AKP’ye akıl veren gayri milli çevrelerle işbirliğine girişerek, kötü niyeti açık olan ‘düz ovada siyaset’ anlayışını benimsedi. Toplumda milliyetçiliğin yükseldiği bariz iken böyle bir yola tevessül etmek intihardan başka bir amaca hizmet edemezdi. AKP ile gayri milli politikalarda yarışmak kadar abesdi. İşte Ağar hayatının en büyük yanlışını o zaman yaptı ve gayri milli çizgiye yöneliverdi.
Bu, ölümcül bir yanlıştı ve sonuçları seçimde ortaya çıktı. Ağar böyle bir yanlışla anılmadan başarısız olsa bence daha iyiydi. Siyaseten başarısızlık bu işe kalkışan herkesin tadacağı bir duygudur. Ama bir liderin kıblesini şaşırmış görüntü vermesi gelecek hayat açısından da hoş bir şey olmasa gerek. Kendisini ifsat eden Fitne-Fesat Toplulukları da, Türkçe lisanıyla yayın yapmaktan başka milletle alakası kalmamış olan yaygın medya da Ağar’ı kurtaramazdı. Çünkü onlar gayri milli politikaların aslını temsil eden AKP varken, kötü bir kopya olmaya çalışanları ifsad ederler ama yardımcı olmazlar. Nitekim öyle oldu. Ve yazık oldu. Keşke Ağar seçimlerden sonra yaptığı açıklamada, yanlışının bu gayri milli çevrelerin yönlendirmesine gelmek olduğunu söyleyebilseydi.