2 Eki 2007

Yeni bir uyutmaca mi?



Yeni bir uyutmaca mı?

27.09.2007

HASAN ÜNAL



IRAK İçişleri Bakanı ile varılan mutabakat yeni bir uyutmadan başka bir şey olamaz. Hiç kimse tarafından ciddiye alınmayan Irak Hükümeti’nden izin almak kaydıyla PKK’ya karşı operasyon yapmak hem anlamsız hem de imkansız olur.
Irak Hükümeti’nden her operasyon öncesi izin almak demek, bizim Bağdat’taki Maliki Hükümeti’yle temas kurmamız, onların da önce Talabani sonra da Barzani ile izin verilip verilmemesi konusunda görüşmesi demektir. Eğer Barzani harekât yapılmasını istemiyorsa bunu Maliki Hükümeti ve Talabani üzerinden durdurtabilir veya operasyon hakkında PKK teröristlerini bilgilendirebilir.
Bir uyutmadan ötekine...
GEÇEN yılın uyutmacası teröre karşı mücadele koordinatörlüğü idiyse bu seneki de budur. 2006 yılında Başbakan Erdoğan bile kamuoyu önünde Amerika’ya karşı asıp kesmiş ve sabrımızın kalmadığını söylemişti. O günlerde kamuoyunda yükselen infial öylesine boyutlara varmıştı ki, halkın zorlamasıyla bu hükümetin bile Irak’a bir operasyona mecbur kalacağından çekinen Amerikalılar koordinatörlük işini uydurmuşlardı.
Biri Amerikalı, öbürü Türk olmak üzere iki koordinatör tayin edildi. Irak Devleti de bir koordinatör atadı. Ardından Amerikalılar’ın artık mide bulandıran taktikleri başladı. Bize Barzani’nin de bir koordinatör atamasını ve bizim koordinatör ile onun bir araya gelmesini tavsiye etmeye başladılar. Güya PKK ile mücadele etmek üzere oluşturulan bir sistem, Barzani’yi ayrı bir devlet gibi bize kabul ettirmeye yönelik bir girişime dönüşüverdi.
AKP Barzani ile de görüşecekti; ama...
ASLINDA AKP Barzani ile de görüşecekti. Başbakan Erdoğan açıkça söyledi. Hatta Talabani ile doğrudan ve Barzani ile de hem dolaylı hem de doğrudan görüştüler; ama bir şey çıkmadı. Çıkmayacağı baştan belliydi; zira Barzani, PKK’yı terör örgütü olarak görmüyor ve PKK mücadelesinde ilk adım olarak genel af çıkarmamız gerektiğini ifade ediyor. Bu lafları kamuoyu önünde söyledi durdu.
Barzani’nin küstahça açıklamaları o kadar yoğunlaştı ki, sonunda AKP Hükümeti bile Irak ile konuyu ele almaktan yana olmakla beraber Barzani’yi muhatap kabul etmeyeceğini söylemek zorunda kaldı. Ama bunlar stratejik karar değişiklikleri olamazdı. Sadece seçim zamanında bu tür girişimlerin vereceği zarardan imtina etmek lüzumundan kaynaklanıyordu.
Burns de Barzani demişti...
GEÇEN hafta ülkemizi ziyaret eden Amerikan Dışişleri Muavini Burns de Barzani ile görüşmemiz tavsiyesinde bulundu. Hükümet şimdi dolaylı olarak aynı rotaya girmiş oluyor.
Senaryolar üzerine kafa yoralım. TSK’ın Irak’ın kuzeyindeki belirli noktalara operasyon düzenleme talebini Ankara Irak hükümetine bildiriyor. Onlar da bir yandan Talabani öte yandan da Barzani ile irtibat kuruyorlar. Barzani ‘olmaz’ diyor. Bu arada o bölgedeki PKK’lılara haber uçuruluyor, kimse kalmıyor. Gecikmelerden dolayı bizim yaptığımız itirazlara Irak Hükümeti ‘Ne yapalım, hassas dengeler üzerinde oturuyoruz, Barzani’nin desteği elzem; ama isterseniz bu konuyu siz Barzani ile doğrudan görüşün’ derse, ne diyeceğiz?
Bu yol, yol değil
KISACASI bu yol ne PKK’ya karşı mücadelede, ne de esas sorun olan Barzani’ye haddini bildirmek konusunda işe yarar. Sadece kamuoyunu oyalamaya yönelik girişimler olarak kalır. Kamuoyunu yatıştırıp yatıştırmayacağı da meçhuldür. İşin doğrusu ise İran’ın yaptığı gibidir. PKK’nın İran kolu olan PJAK’a İran’ın göz açtırmadığını izliyoruz.
Tahran Yönetimi, şu kadar PJAK’a karşı defalarca askeri harekât yaptı. Önceleri Kandil Dağı çevresinde yuvalanan PJAK militanlarını defalarca topçu ateşine tuttu. Sonra sınır ötesi harekât düzenleyerek PJAK militanlarını hem havadan hem de karadan bombaladı. Yuvalarını talan etti. Hiç göz açtırmadı ve hâlâ da açtımıyor. Bunların hiç birisi için Irak Hükümeti’nden veya Amerika’dan izin istemedi. Üstelik Irak Başbakanı Maliki, Tahran’a pek çok konuda göbeğinden bağlı. Yani istese izin de alır.
İran bugünlerde İran’la irtibatını sağlayan sınır kapısını kapatmak suretiyle Talabani’ye kök söktürüyor. Bölgeden gelen haberlere göre kendisine Kürdistan Yönetimi sıfatını yakıştıran aşiret liderlerine bu kapatmanın günlük maliyeti bir milyon dolar. Hem Barzani hem de Talabani Amerika’nın kendi bölgelerinde bir İranlıyı ajan olduğu gerekçesiyle tutuklamasına şiddetle karşı çıkıyorlar. Çünkü bu tutuklama sebebiyle İran’ın yaptırımlarına maruz kalıyorlar.
AKP Hükümeti gerek PKK’ya karşı mücadele işinde gerekse Barzani’ye haddini bildirme konusunda istekli ve samimi olsa benzeri yollara başvururdu. Amerika ve Barzani’nin, PKK’yı Kürdistan kurma işinde araç olarak kullandığını bile bile Amerika ve Barzani’den medet uman bir iktidar olsa olsa bu projede işbirlikçidir. Öyle bir iktidar sadece kendi kamouyunu uyutmaya çalışır. Başka bir şey yapmaz. Zaten yapmıyor da...
(Tercüman)